2 Mayıs 2024

KIRMIZI GÜL AĞACI

KIRMIZI GÜL AĞACI
Dokununca yaprağını döküveren kırmızı gül yayla bağımızın önünde koskocaman buket şeklinde durur, yaprakları döküldükçe rahmetli annem ayağında nalınları, elinde süpürgesi ile hergün bir kaç defa süpürür, o arada çeşmenin aharında dolmakta olan teneke kovasını alarak asma çardağın altındaki kaymak betona boca ederek buuuzzz gibi yıkardı.
Gömgök olmuş tertemiz bir beton öğle saatlerinin cevcev sıcağında, çardağın altında oturanlara sürekli bir serinlik sunardı.
Bağın yan tarafında akmakta olan dereden geçtikten sonra, kumda yürürken kumlanan sandaletlerimle kapıdan girip dikkatsizce yeni yıkanmış betona basınca; ayak izlerimin bütün heybeti ile betonda belirdiğini fark etmeden kırmızı gül ağacının olduğu bahçeye kadar yürüyüp giderken birden annemin kızgın sesiyle kendime gelirdim :
” çamurlu ayaklarınla nereye gidiyorsun ?!!”
Zavallı kadın ayağında nalınları, bacaklarında üs donu dediğimiz çiçekli basmadan dikilmiş pijama pantalonu benzeri bir giysi; bir elinde süpürgesi, diğer elinde su kabağından oluşturulmuş maşrapası, yorgunluğun getirdiği bezginlik ile bana çaresiz bakmaktadır.
Artık ne yapsan faydası yoktur.
Arkama dönüp baktığımda her taraf çamur içinde kalmış, sanki minik bir dev çarpık bacaklarıyla umursamazca yürümüştür.
Dolmakta olan ahardan alınan birkaç kova su ve süpürge marifetiyle betonu boydan boya temizleme işi gene o yorgun kadını beklemektedir.
KIRMIZI GÜL AĞACI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir